Türküler ve Turna





         Göç yolunu takip eder turnalar, onlar da trenler gibi gider gelir gider gelirler. Türkülerin izi vardır kanatlarında, görenlere şükür sebebidir. Türküler Türk kültürünün baş tacıdır, tüm hikayelere oradan başlanır veya sonlanır. Türk insanı türkülerle konuşmuştur yıllar yılı türkülerle dertleşmiştir. Türkülerin dimağımızda bıraktığı tadı hiçbir modern çağda popüler şarkıda bulamayız; acılar sevdalar daha bir içtendir türkülerde. 

        Göçmen kuşlar baharın gelişi ile birlikte umudu bereketi müjdeler bu da halk şairine ilham olmuştur. Kimi inanışlara göre leylekler baharı müjdelerken kırlangıçlar da kutsal sayılmıştır. Hüma kuşu, turna, bülbül, güvercin, allı turna.. Sizlere bugün türkülerden ve türkülerde yer edinmiş bir motif turna motifinden bahsedeceğim. Turnalar göğün yükseklerinde uçarken ve uzaklardan bekleneni de getirir. Bu nedenle turnalar gurbetten sılaya haber göndermenin bir yolu olarak seçilmiştir. O diyar diyar gezerken bizim hasretimizi de gönüllere ulaştırmıştır. Turnalar duygulara tercüman, sevgiliye ana babaya hasreti ulaştıran bir aracı olmuştur. 

       Çoğu kültürde umudu, bolluğu, bereketi ölümsüzlüğü de temsil eden turna Anadolu'da geniş bir coğrafyada yer edinmiştir.  Türklerde giyim kuşamdan tutun, halı, oya, kapısındaki eşik, mendilinde velhasıl her eşyada motif olarak kullanılmıştır.  Türk kültüründe kutsal bir kimlikle anılan turna Gök Tanrı'ya benzetilmiş ve ölümden sonra yükselen ruhun turna ile bütünleştiği tasvir edilmiştir (Aytaş, 2003). Gelgelelim türkülerde bakalım hak aşıkları, ozanlar neler söylemiş.

Musa Eroğlu'nun

Telli turnam selam götür, 

Sevgilimin diyarına,

 Üzülmesin ağlamasın,

 Belki gelirim yarına” 

diyerek selam gönderdiği sevgili de bizimdir. 

Ercişli Emrah'ın 

ığrışır bülbüller gelmiyor bağban, 

Hoyrat dost bağından gül aldı gitti, 

Yüz bin mihnet ile bir bağ bitirdim, 

Ben yari bezettim el aldı gitti.' diye yakardığı sevgili de. 

Nida Tüfekçi'nin derlediği Yozgat yöresine ait ''Bir Çift Durna'' adlı türküde dalda öylece duran turnaları gören şair, buna oldukça içerler çünkü onlardan haber bekleyenler vardır. Bu yüzden şair turnaya yalvarır:

“ Bir çift durna gördüm durur dallarda, 

seversen Mevlayı kalma yollarda, 

Sizi bekleyen var bizim ellerde, 

bizim ele doğru gidin turnalar” 

diyerek, bir an evvel kendisinden aldığı haberi sevdiklerine götürmesini ister.

      Turnalar sadece uçuşlarıyla değil, sesleriyle de insanları tarih boyunca etkilemiştir. Şair onun ötüşündeki yakıcılık ile kendi durumu arasında benzeşim kurar. Eşinden ayrılan turna dertli dertli ötmektedir.

“Turnam dertli öttün, derdimi deştin

El vurdun, yaremin başını açtın.”

 Türküde de ifade edildiği gibi turnanın dertli ötmesinin iki sebebi vardır; ya eşinden ayrılmış ya da yolunu şaşırmıştır. Turnalar tek eşlidir, bu eşinden ayrıldığında hayatının da son bulduğunu anlamına gelir. Ozan turna ile bağ kurmuş acısını onunla paylaşmıştır. O da sevdiklerinden ayrılmış gurbete düşmüştür, turna ile benzerliği bundandır. Turnaların kilometrelerce yolu hiç duraklamadan gittiğini biliriz, şair bu durumu bildiği için turnanın kendi memleketinden geçmeyeceğine endişelenir ve turnaya seslenir (Aytaş,2003).

Fazla gitmen bizim köye varınca

Selam söylen eşe dosta sorunca.” 

Keskin yöresi türkülerinin önde gelen isimlerinden  Hacı Taşan ''Allı Turnam'' türküsünde turnalarla eşe dosta selam gönderir. Turnanın önce güzel şeyler söylemesi tembihler sonra kendi durumundan haber vermesini söyler.

“Allı turnam bizim ele varırsan

Şeker söyle kaymak söyle bal söyle.”

“Eğer bizi sual eden olursa

Boynu bükük benzi soluk yar söyle.” 

Aşık tarzı Türk şiirinde önemli bir aşık Erzurumlu Emrah, dost yurduna giden turnalara,

“Uğrar isen yar yanına

Eyle selamı selamı.”

dedikten sonra gurbeti kendi alın yazısı olduğunu söylemiştir. Erzurumlu Emrah'ın tek dileği sevdiğinin elinden bade içmek yare kavuşmaktır. Yalnız bu emeli gerçekleştirebileceğinden de emin değildir.

 “Gidin Turnalar Gidin” adlı anonim türküde; aşık turnaya haberi ne olursa olsun götürmesi gerektiğini şöyle söyleyerek ifade etmiştir.

“Gidin turnalar gidin

Yarime selam edin

Yarim uykuda ise

Uykusun haram edin”

Mardin yöresine ait halk ezgisi Ayfer Vardar'ın o bilinen güzel sesi ile söylediği türküde ise turnaya gideceği yer söylenir. Adresi dahi bellidir.

“Turnam gidersen Mardine

Turnam yare selâm söyle.”

Turnaların türkülerdeki yeri ayrılık ve aşk acısı ile denktir. Velhasıl her türküde ayrı bir hikaye bu hikayeye bağlı bir derinlik vardırTrenler gibi hasret taşırlar üzerlerinde turnalar. Dedem bu diyardan göç eylemeden evvel bir türkü yakmış, sevenleri de kayda almış. Edirne'de çeltik tarlasında anasından babasından uzak çalışan yaşlı genç herkese memleket özlemi ile dolu bir türkü söylemiş. Ardahan diyara gönderdiği turnaları en son gönül bağına indirivermiş. 

     Turnaları katar katar göç eyledin. 
Aşıktın dilini bal eyledin. 
Bir uçtan bir uca dolaşıp Anadolu'yu 
gönlümüzü canâ yol eyledin. 
Memleketin dört bucağını 
turnalarla dolaştın.
Gönül bağına indirdin turnaları 
 sonra bu diyardan göç eyledin. 
Turnalara hasretliğimiz senden gelir. 
Belki yolu da senin için severiz. 
Şu memlekete dair ümidimiz varsa 
o da senden gelir. 

Dedem Aşık Kasım KILIÇ'a sevgi saygı hürmetle.

     Türkülerde Turna adlı makalesinde Aytaş(2003) bu konuyu detaylı bir şekilde irdelemiş. Bu makalenin alan yazında yer alan kıymetli bir çalışma olduğunu bilerek sizinle paylaşmak istedim. Prof. Dr. Gıyasettin AYTAŞ hocama bu konuda yazdığı derinlikli makalesi için teşekkürlerimi sunuyorum. 


Yasemin KILIÇ



KAYNAKÇA

G, AYTAŞ(2003). Türkülerde Turna, Türk Kültürü Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, sa.28 ss.13-33. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar